Tüm öğretim hayatım devlet okullarında geçti. Hatta liseyi yatılı olarak okudum. Çok acılar çektim çoook evet J
Öğretim hayatımın başladığı Atatürk İlkokulunda (İzmir/Ödemiş), 1. sınıfta “kara tahta”nın yanında bir ağaç resmi vardı. Resimdeki ağaç, bir elma ağacı ve sınıftaki çocuk sayısı kadar elma vardı üzerinde.
Öğretmenimiz, adı hala kalbimde (Havva Taşören) sınıftaki başarılarımızı, o elmaları kırmızıya boyayarak bize gösterirdi. Tatlı bir rekabeti, görsel olarak her zaman karşımızda görebilirdik.
Bu yaklaşımın daha ileri düzeyini artık yetişkin eğitiminde de “oyunlaştırma” (gamification) olarak yaşıyoruz.
Örneğin Vidahora, günümüzde özellikle İstanbul’da oldukça popüler olan “kurumsal diyet” konusu ile ilgili olarak kurumlara hizmet sunan bir web sitesi.
Kurumsal olarak en büyük sorununuz kilolu çalışanlar değil de, örneğin satış hedefleri ise bence benzer bir şekilde bunu oyunlaştırarak yönetebilirsiniz.
Hele de satış ekibi Y kuşağı olan perakende ve hızlı tüketim şirketleri için çok iyi bir ürün olur bu.
Girişimcilere beleş bir fikri daha J
Artemiz GULER
http://tr.linkedin.com/in/artemiz
https://twitter.com/#!/artemizguler
http://groups.yahoo.com/group/RecruitmenTurkey
https://www.facebook.com/groups/124027604351959/
https://artemizguler.wordpress.com/
http://about.me/artemiz